Aslında zamanı yazmak uzun süredir düşünüp yazmaktan kaçındığım bir konuydu. Mükemmel işlenmesini istiyordum benim tarafımdan ama zaman mükemmelliği aramaz.
Zaman nedir? Yada ne değildir bu öğretici bir yazı değil zamanı ölçemeyiz tartamayız sadece örneklerle ifade edebiliriz. Yaşlanan bir insanı zamanla kalıplaştırabilirsin fakat yüzlerindeki yaşlılık belirtileriyle geçen zamanı kabullendirebilirsin. Ben zamanı sevmeyenlerdenim. Tarihin eski zamanlarına gidecek olsaydık zamanı bulan icat edenlerin biz insanlar olduğunu rahatlıkla anlardık peki ne için? Güneşin doğup batmasıyla alakadar bir konu değildi zamanı bulmak çünkü o hep planlı işlerdi yani bunun bizim mucidi olduğumuz zamana zerre ihtiyacı yoktu.
Aslında düşününce zamana bir insanında ihtiyacı yoktu. Zaman ilerler bazen geçmişteki günlere benzer ki günde bir zamandır. Zaman algısı şuanı yazıp anlatmaksa ben zamanın dışındayım uzun bir süredir. En azından sizin zamanınızdan.
Üzüntüler, beklentiler planlar ve korkular hepsi bir gün uydurduğumuz zaman algısından türeyen konular. Parayı idareli harcamak bile bir insan için zaman algısıyken çok parası olanlar için bu zaman algısı ortada yoktur. Zaman evrenselse her konuda öyle olmalı. Kişilere has olamaz. Ölüm bir gerçekliliktir. Şimdiye kadar yapılan bir çok araştırmada insanların ne zaman öleceği asla tahmin edilememiştir. Doğal ölümlerden bahsediyorum fakat herhangi birimize şu insan ne kadar yaşayabilir dediğinde zaman algısı yürütüp yanılacağı bir tahmini ortaya koyar.
Anlatmaya çalıştığım konu şu. Ortada çok uzun süredir uydurulmuş gereksiz bir yapı var ve herkes buna boyun eğmiş. Adrenalin anında geçen zaman bazen durma noktasına ulaşır. En acı gününüzde o zaman öyle bir durmaya başlar ki dakikalar aylardan uzun sürer. Ve bazı zamanlar sizden yılları alsa da hep aynı yerde sizinle beraber kalır. Beni kaçınız anlıyor hiç bir fikrim yok bazen benimde anlamadığım anlar olmuyor değil.
Sizi ve kendimi sorgulamak yetmedi. Tanrıyı sorguladım uzun bir zaman. Eğer konumuz zamansa. Yetmedi, yarattıklarını sorgulamaya başladım yine uzun bir zaman. Bu sorgulamaya başladığım ilk zamanları hatırlamaya çalıştığımda elimdeki tek yürütülebilir fikir sorgulamak ve öğrenmekti. Bazen bilirsiniz öğrenmek istediğiniz bir fikri ne kadar isterseniz en azından ucundan yada çoğundan bilgi sahibi olabilirsiniz. Bir çoğumuzun aksine sorguladıklarım uzun süredir insanlara öğretilmeyen konulardı. Yanılmıyorsam bundan iki yıl önce bazı cevaplar aldım. Sorgulayıcı kişiliğimin ve geçmişimin verdiği bazı imkansızlıkların imkanlı olması diyebilirim buna çünkü başka bir izahı yok aklımda. Bilmeniz durumunda bakış açınız daha mantıklı ve anlaşılabilir olabilir bir çok konuda.
Dünyaya geliş amacımız dünyadaki varoluş boyunca dünyaya bir şey vermektir. Elle tutulur gözle görülür. Düşünceler uygulanmadığı sürece kimse için bir anlam ifade etmez. Aramızda peygamberler dolaşıp onlara inananlardan olmadığınız sürece çünkü onların düşüncelerini gözler önüne sermeseler de inanılma gibi bir lüksleri vardı tabi bir çoğu öldürükten sonra gerçekleşti bur durum.
Şuanki yüzyıla bakarsam bir çoğu boşuna gelmiş gibi ama neyse ben bu yüzden varım.
Kendine özgüveni olan birisi değilim sadece zaman beni geliştiren, bilgilendiren ve bazen yoran. Size artık dünyanın düz olduğuna inandıramam ama bir başka dünya var desem bu konuda açıkçası çok zorlanmam ikna konusunda. Uzun bir süredir de bir bekleyişteydim yazıp, anlatmak konusunda yakın bir zamanda bu beklediğim işareti aldığıma inanıyorum. Yakın bir zamanda bir önceki blogumda söylediğim gibi daha farklı bir şekilde karşınızda olucam. O gün geldiğinde zamanı idrak edin. Buna ihtiyacım olacak.
Kendinize iyi bakın bakabildiğinizce.
Zaman nedir? Yada ne değildir bu öğretici bir yazı değil zamanı ölçemeyiz tartamayız sadece örneklerle ifade edebiliriz. Yaşlanan bir insanı zamanla kalıplaştırabilirsin fakat yüzlerindeki yaşlılık belirtileriyle geçen zamanı kabullendirebilirsin. Ben zamanı sevmeyenlerdenim. Tarihin eski zamanlarına gidecek olsaydık zamanı bulan icat edenlerin biz insanlar olduğunu rahatlıkla anlardık peki ne için? Güneşin doğup batmasıyla alakadar bir konu değildi zamanı bulmak çünkü o hep planlı işlerdi yani bunun bizim mucidi olduğumuz zamana zerre ihtiyacı yoktu.
Aslında düşününce zamana bir insanında ihtiyacı yoktu. Zaman ilerler bazen geçmişteki günlere benzer ki günde bir zamandır. Zaman algısı şuanı yazıp anlatmaksa ben zamanın dışındayım uzun bir süredir. En azından sizin zamanınızdan.
Üzüntüler, beklentiler planlar ve korkular hepsi bir gün uydurduğumuz zaman algısından türeyen konular. Parayı idareli harcamak bile bir insan için zaman algısıyken çok parası olanlar için bu zaman algısı ortada yoktur. Zaman evrenselse her konuda öyle olmalı. Kişilere has olamaz. Ölüm bir gerçekliliktir. Şimdiye kadar yapılan bir çok araştırmada insanların ne zaman öleceği asla tahmin edilememiştir. Doğal ölümlerden bahsediyorum fakat herhangi birimize şu insan ne kadar yaşayabilir dediğinde zaman algısı yürütüp yanılacağı bir tahmini ortaya koyar.
Anlatmaya çalıştığım konu şu. Ortada çok uzun süredir uydurulmuş gereksiz bir yapı var ve herkes buna boyun eğmiş. Adrenalin anında geçen zaman bazen durma noktasına ulaşır. En acı gününüzde o zaman öyle bir durmaya başlar ki dakikalar aylardan uzun sürer. Ve bazı zamanlar sizden yılları alsa da hep aynı yerde sizinle beraber kalır. Beni kaçınız anlıyor hiç bir fikrim yok bazen benimde anlamadığım anlar olmuyor değil.
Sizi ve kendimi sorgulamak yetmedi. Tanrıyı sorguladım uzun bir zaman. Eğer konumuz zamansa. Yetmedi, yarattıklarını sorgulamaya başladım yine uzun bir zaman. Bu sorgulamaya başladığım ilk zamanları hatırlamaya çalıştığımda elimdeki tek yürütülebilir fikir sorgulamak ve öğrenmekti. Bazen bilirsiniz öğrenmek istediğiniz bir fikri ne kadar isterseniz en azından ucundan yada çoğundan bilgi sahibi olabilirsiniz. Bir çoğumuzun aksine sorguladıklarım uzun süredir insanlara öğretilmeyen konulardı. Yanılmıyorsam bundan iki yıl önce bazı cevaplar aldım. Sorgulayıcı kişiliğimin ve geçmişimin verdiği bazı imkansızlıkların imkanlı olması diyebilirim buna çünkü başka bir izahı yok aklımda. Bilmeniz durumunda bakış açınız daha mantıklı ve anlaşılabilir olabilir bir çok konuda.
Dünyaya geliş amacımız dünyadaki varoluş boyunca dünyaya bir şey vermektir. Elle tutulur gözle görülür. Düşünceler uygulanmadığı sürece kimse için bir anlam ifade etmez. Aramızda peygamberler dolaşıp onlara inananlardan olmadığınız sürece çünkü onların düşüncelerini gözler önüne sermeseler de inanılma gibi bir lüksleri vardı tabi bir çoğu öldürükten sonra gerçekleşti bur durum.
Şuanki yüzyıla bakarsam bir çoğu boşuna gelmiş gibi ama neyse ben bu yüzden varım.
Kendine özgüveni olan birisi değilim sadece zaman beni geliştiren, bilgilendiren ve bazen yoran. Size artık dünyanın düz olduğuna inandıramam ama bir başka dünya var desem bu konuda açıkçası çok zorlanmam ikna konusunda. Uzun bir süredir de bir bekleyişteydim yazıp, anlatmak konusunda yakın bir zamanda bu beklediğim işareti aldığıma inanıyorum. Yakın bir zamanda bir önceki blogumda söylediğim gibi daha farklı bir şekilde karşınızda olucam. O gün geldiğinde zamanı idrak edin. Buna ihtiyacım olacak.
Kendinize iyi bakın bakabildiğinizce.
Comments
Post a Comment