Skip to main content

Bir falcının günlüğü 2



Saygı değmez gelişmemiş insanlar. Beni uzun süredir hem buradan hem bloglarımdan ve yayınlarımdan takip edenler. Sizi sevmeme sebeplerimi bu şekilde göstermek hoşuma gidiyor. Bu yazıyı tweetlerimi görüp okuyanlar beni daha iyi anlayacaklardır lakin o tweetlerimi görmeden okuyanlar merve veridin olduğu erkan görüntüleri okusunlar. Kendileri ilham kaynağım oldu. 

Fal bakmaya başlama sebeplerim daha önceki bloglarımda yazıldı. Cinlerin kontrol edildiği bir ailedeyim. Anne ve babası bu konuda güçlü varlıklarla iletişim halinde iken onlardan dünyaya gelen de tek erkek çocuk benim. İpler benim elime geçtiğinde çok küçük yaşlardaydım. Cinler bir kenara görüp, duyduklarım için peygamber olmam bile gerekiyordu dini kaynaklarda yazana göre. Neyse ki inancı dinlerden ziyade yaratıcı olan biri için bunlar hiç önemli olmamıştı. Yıllar ilerleyince insanlara olan sevgim hep azaldı. Bunun tonlarca sebepleri arasından sayabileceklerim bazen insanların bana olan inancı, bazense çok fazla inançsızlığı. 

Annem ölümden haber alırdı. Babam geçmişten ve şuandan. Bense gelecekten haber veriyorum. Bir çok rüyamı tweetlerle bile anlatmıştım. Halen daha anlatıyorum ki bunlar sadece gözünüzle gördükleriniz. Cumhurbaşkanlığına, emniyet müdürlüklerine gönderdiğim sayısız da yazı mevcuttur. Ne ben yaşadıklarımı inkar ederim ne de çevremdekiler yaşattıklarımı inkar edebilir. Yani dolandırıcılardan olmadım yada çıkarcılardan. Konu fala gelecek olursa da fal baktığım insanlara yaptığım uyarılar ve her seferinde ki kurallarıma bağlı kalmam bunun en büyük örneğidir. Ama ben bunları da uzatmak istemiyorum. Ben iğnelemek istiyorum çocuk sahibi olacak insanlara. 

Atanın dediği yeni nesil gençler kelimesi aslında ebebeynlere söylenmiş sözlerdir. Onları eğitecek bir birey iyi olamazsa yeni nesil hiç doğmamış olur ortalıkta gezinseler bile. Neye inandığınız hiç önemsediğim bir konu değil ama neye inanmadığınız önemsemek zorunda olduğum bir konu. ''Bu blogu yazmamda ki sebep yavşak bir insanın yavşaklıklarına aldırış etmediğim için yavşakça tavırlarına maruz kalıp yavşak insanlarla olan konuşmasını bana yavşakça paylaşması. Bende o yavşağın ekran görüntüleri ile 2 milyon okuyucuya bu yavşaklığını göstermekten keyif alıyorum.''

İnanın bu ve bunun gibi insanların sayısı çok fazla. Karşı cins olmaları kuralları bozacağı, samimiyet ile ulaşamayacakları yer kalmayacağını düşündükleri için ne yazık ki kendilerinden nefret etmemize sebep oluyor. Tabi ki cinsel hayatlarında ki bu tavır ile yaşadıkları kısa süreli hayatta edindikleri, ahmak dost sürüsünü ömür boyu sürdüremeyeceklerini gördükleri gün işler değişiyor. Sürekli yeni bir kılıf bulurdu her gün başkasının yatağına giren kutsal bakire. 

Belki de yalandı o söylediği bakire kelimesi ama yüzsüzler bir yüz bulmakta hiç zorlanmamışlardır. Zorlandıkları ise o yüzü çıkartmak olmuştur. Kendimden yaşça büyük insanlarla anlaşmayı severdim bana öğretecekleri bir şey olduğunu düşündüğüm zamanlar. Artık kendimden küçükleri daha seviyorum ama o sevgi de azalacaktır bunu da biliyorum. Karşılıklı olan dünyada beklediğim tek şey anlayıştır ki yaratıcının anlayışı aşılamadığı insanlardan bunu beklemek artık beni yoruyor ve küfre götürüyor. Neyse ki sizin tanıdığınız tanrı ile benim gördüğüm farklı. Bir çok dini kaynaktan tutun, eğitim adı altında ki kitaplar karşınızdakini tanımadan konuşmayın der fakat insanlar bunu hep yapar. Yaptıklarında karşısında ki bir ton insan aslında sessiz kalır ki bu da bir yaratılış getirileri yada götürüleri. Ben bunu yapmadığım için bu yolda yürüyenim ve yürüdüğünüz yolları düzeltenim. Yürüyüp yürümemek inanmak inanmamak beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren tek şey yazıyor olmam ve bildiklerimi aktarıyor olmam. Beni diğerleriyle bir tutan herkes diğerleriyle aynı kefeye girecektir ve inan o kefeye girenler bir daha mutlu mesut yaşayamadılar. 


Bir karıncaya, karınca olduğunu hatırlatırsanız bir daha aynı hayatını o yaşayamaz. 

Comments

Popular posts from this blog

Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz?

1 yıldan uzun süredir yayın konum olan ''Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz? Sanırım bu blogda da sona yaklaştık. Ama artık sonun ne zaman geldiğini bilmiyorum. İnsanoğlunu anlamaya çalışıyorum her gün. Yıllar önce bir insanı anlamanın yolu onunla eşit şartlarda yaşamak olduğunu öğrendim ve bunu başardım. Lakin son konumuzda hiç onlarla aynı konumda olamadım. İnançsa konu, inançsızlık yalanı doğuruyor onlarda. Kısa bir özet geçmek daha anlaşılır yapar. ('') Yapacağım alanlar ''Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz?'' Anlamına gelir. '' - Küfürler ''- Neden inanmıyorsun?'' ''- Ölünce inanırsın. ''- Nerede yaşıyorsun adresini ver de inanmanı sağlayayım. (Verdim) Küfürlere söyleyebileceğim bazı benzetmeler vardır yayınlarda hep söylerim. O da; Muhammed gibisiniz. Tam tarife uyan bir davranış. Muhammed kendisinin peygamber olduğunu iddia eden kişi ve aynı şekilde onun ağzından duyulan sözler i...

İnsanları Kandırmak

İnsanları Kandırmak Aslında başlığı sevmediğim bir yazı olacak bu fakat yazılmalı. Hepimiz hayatta kandırılmış birer bireyiz. Aynı zamanda kandırmış. Bize inanan insanları bazen üzmüş bazen inandıklarımızın üzüntüleri ile üzülen tarafta biz olmuşuz fakat kandırılmak nedir? İnanmaktır. İnanmadığınız herhangi bir konuda her ihtimal mevcuttur, yaşanabilir. Yani x bir kişi x bir kişiye x bir konuda güvendiği taktirde ve bu güven boşa çıkması durumunda x kişi x kişiyi kandırmış mı oluyor? Evet. Hayır konuyu başa alalım. Ben cereni çok seviyorum(ceren kimse) ve bu çok sevdiğim ceren beni şeftali ile aldattı. Bildiğimiz şeftali ve bunu bana anlattı fakat bir mesaj ile itiraf şeklinde şeftalinin ismi yerine niyazi olarak. Ben cerene son derece kanmış vaziyetteydim. Ceren bana gerçeği söylemeseydi bir şeftali uğruna ilişkiyi bitirme yoluna hızla gidebilirdim. Mesajda ki amaç, inanç, vb ne varsa sorgulamadan. Fakat ben cerene inansaydım(güven) buna kanmayan durumda olacaktım. Biraz ...

02.07.2017

İçimde ki feci sıkılmışlığı bir kenara bırakınca sadece sessizliğe odaklanıyorum. Bir insan sessiz kalabilir bir insan sessizliği yaratabilir ve bir insan sessizlik isterken onlarca kişinin konuşması arasında sadece kendine odaklanmayı deneyebilir ben o insanım. Hata payı olan kusurlu bir tür olarak buradayız evet bunun farkındayım bir çoğumuz kusuru artık reyondaki bir ucuz eşya gibi düşünüp almayı neden sevdiğini de anlıyorum. Bir noktayı çözmek diğer noktaların bir bir çözülmesi demek ama o bir nokta... Kalın. Tarihin kalıntıları medeniyetlerin halen daha yaşayan o güçlü duvarların, anıların kalınlığından daha kalın. Güç olan güce sahip olmak denildi ve bunu şu dakikada ben söyledim bundan binlerce yıl sonra söylenecek olup olmaması hiç önemsediğim bir konu değil tıpkı tarihteki diğer insanlar gibi. Kendimi farklı bir insan modeli olarak hayal etmiyorum ama yaşantım buna müsait. Derken kendi dünyamda kendi insanlarımla geleceği resmedip içinde ölümü hak eden o kadar kusurlu robot va...