Uzun bir aradan sonra tekrar başlıyorum yazmaya. Bazı deneyimler yaşadım ve bakalım bunun bendeki etkisi ne kadar olmuş ve neleri değiştirmiş. Neyse ki sonraki yazılarımla da bunu görme fırsatını en azından kendim görebilicem.
Bu günkü yazımın neyin üstünde olucağını düşünmeden başladım yazmaya ve sanırım şuan en iyisi geçmişteki yaşadıklarımızın gerçekten geleceğimize faydası var mı ? Bu soruyu biraz cevaplamak istiyorum kendi açımdan.
Hepimizin mutlaka bir kaç büyük yada küçük akılda kalan ve izi bırakılan hayal kırıklıkları vardır. Bu kimi zaman güvenin güvensizliğe dönüşmesi, sevginin nefrete dönmesi, umutların yok olmasına ve buna benzer durumlar aslında şuan yazıcaklarımın ana teması.
Düşünmem gereken bir çok anım var yani en azından bir süre öncesine kadar ben öyle düşünüyordum. Ama ne için? Gelecek için uzun vadeli planlar dışında bugün, şuan ne yapıyoruz? Oyalanıp bir kaç dakika daha geçiriyoruz boş boş.. Her hata da dersini aldın mı diye sorarlar ya evet diyip geçiştiririz işte onu yapmayın. Çünkü doğrusunu sizde ve bende biliyorum ki aldığımız o ders bir sonraki hatanın karşımıza çıkacak olan zamanın karşımıza çıkana kadar olan sürede kalan bir avuntudur sadece. İnsanlar doğmak ve ölmek için yaratılmadı. En büyük özelliğimiz de her kırıklık sonrası tekrar kırılmak için didiniyor olmamız. Ne özellik ama...
Benim hayattan bir beklentim yok sanırım bu yüzden fazla karamsarım ama insanlar iyi ki birden fazla yüze sahip en azından dışarıdan bakılınca çok daha farklı görünüyorum. Bu da benim iki yüzlülüğümü iyiye kullanmak. Güzel fikir bence kötüye değil de iyiye kullanabilirsiniz.
Kendinizi bir diş macunu yada şampuan gibi düşünün. Açık olmak gerekirse sadece şuan gelen şeylerdi o ikisi. Aldığımız zaman genellikle biraz fazla kullanırız. Ee nede olsa daha var içinde. Zamanla azalmaya başlar. Evimizde bir yedeği yoksa azken de çok kullanırız çokken de dimi? Ya yoksa? Her kullanımışımız da biraz daha az. Dayanmalı çünkü. Peki bunu nereye bağlıycam tam olarak da şuraya.
Bizler de öyleyiz aslında. Başlarda rahatızdır her konu hayaller de aşk da arkadaş ortamlarında ama bir süre sonra bir şeyler eksilir yada önüne fazlaca seçenekler çıkar ve sen hepsinden biraz biraz kaçarsın yavaş yavaş. Peki en sonunda ne olur? İşte o boş şampuan,diş macunu kutusu gibi. Bitmişizdir. Ne hayallerimiz kalmıştır nede planlarımız.
Diyip bitirmek de olmaz aslında. Bir yenisini alırız ve onu kullanırız ve yukarıda anlattığım şeyleri tekrar ve tekrar yaşarız. İşte bu yüzden ben artık planım olmadan yaşıyorum. Hayattan bir beklentim olmadan. En azından bu şuan için böyle. Geleceği görebilseydim çok daha kesin olarak yazabilirdim ama dedim ya sadece şuanı yaşıyorum ve sanırım o şampuanın dibine vurdum ve yenisini alıcak ne halim var ne param. Sanırım böyle bağlayabilirim.
Bu günkü yazımın neyin üstünde olucağını düşünmeden başladım yazmaya ve sanırım şuan en iyisi geçmişteki yaşadıklarımızın gerçekten geleceğimize faydası var mı ? Bu soruyu biraz cevaplamak istiyorum kendi açımdan.
Hepimizin mutlaka bir kaç büyük yada küçük akılda kalan ve izi bırakılan hayal kırıklıkları vardır. Bu kimi zaman güvenin güvensizliğe dönüşmesi, sevginin nefrete dönmesi, umutların yok olmasına ve buna benzer durumlar aslında şuan yazıcaklarımın ana teması.
Düşünmem gereken bir çok anım var yani en azından bir süre öncesine kadar ben öyle düşünüyordum. Ama ne için? Gelecek için uzun vadeli planlar dışında bugün, şuan ne yapıyoruz? Oyalanıp bir kaç dakika daha geçiriyoruz boş boş.. Her hata da dersini aldın mı diye sorarlar ya evet diyip geçiştiririz işte onu yapmayın. Çünkü doğrusunu sizde ve bende biliyorum ki aldığımız o ders bir sonraki hatanın karşımıza çıkacak olan zamanın karşımıza çıkana kadar olan sürede kalan bir avuntudur sadece. İnsanlar doğmak ve ölmek için yaratılmadı. En büyük özelliğimiz de her kırıklık sonrası tekrar kırılmak için didiniyor olmamız. Ne özellik ama...
Benim hayattan bir beklentim yok sanırım bu yüzden fazla karamsarım ama insanlar iyi ki birden fazla yüze sahip en azından dışarıdan bakılınca çok daha farklı görünüyorum. Bu da benim iki yüzlülüğümü iyiye kullanmak. Güzel fikir bence kötüye değil de iyiye kullanabilirsiniz.
Kendinizi bir diş macunu yada şampuan gibi düşünün. Açık olmak gerekirse sadece şuan gelen şeylerdi o ikisi. Aldığımız zaman genellikle biraz fazla kullanırız. Ee nede olsa daha var içinde. Zamanla azalmaya başlar. Evimizde bir yedeği yoksa azken de çok kullanırız çokken de dimi? Ya yoksa? Her kullanımışımız da biraz daha az. Dayanmalı çünkü. Peki bunu nereye bağlıycam tam olarak da şuraya.
Bizler de öyleyiz aslında. Başlarda rahatızdır her konu hayaller de aşk da arkadaş ortamlarında ama bir süre sonra bir şeyler eksilir yada önüne fazlaca seçenekler çıkar ve sen hepsinden biraz biraz kaçarsın yavaş yavaş. Peki en sonunda ne olur? İşte o boş şampuan,diş macunu kutusu gibi. Bitmişizdir. Ne hayallerimiz kalmıştır nede planlarımız.
Diyip bitirmek de olmaz aslında. Bir yenisini alırız ve onu kullanırız ve yukarıda anlattığım şeyleri tekrar ve tekrar yaşarız. İşte bu yüzden ben artık planım olmadan yaşıyorum. Hayattan bir beklentim olmadan. En azından bu şuan için böyle. Geleceği görebilseydim çok daha kesin olarak yazabilirdim ama dedim ya sadece şuanı yaşıyorum ve sanırım o şampuanın dibine vurdum ve yenisini alıcak ne halim var ne param. Sanırım böyle bağlayabilirim.
Comments
Post a Comment