Neden sıkılmayayım. Bıktım aynı senaryodan. Her gün değişen insanlardan. Sürekli birini güldürmek zorundasınız, yanında olmak, onu anlamak yada onun ihtiyaç duyduğu kişi olmalısınız. Kimse bunu inkar etmesin. Ben kimseyi idare etmek için doğmadım. Aynı şekilde siz de beni idare etmek için varolmadınız. Bana göre hepiniz yakınlığı ve anlayışı sahteliklere kaptırdınız. Sahte gülüşler, sahte sözler , sahte güvenler ve tabiki de sahte insanlar. Ben sahte değilim ne kendimin ne sizin. Bu yüzden ben sizden sıkıldım. Kimileri fiziksel hoşlantı yüzünden sahteleşti kimisi... Bu sizden tiksindirdi beni. Kimse kimseyi olduğu gibi kabullenmediği için de bir o kadar sıkıldım ben tekrar ve tekrar sizden. Aksinizi gördüğümü düşündüğüm de olmadığınızı görmekten de sıkıldım. Meraklarınızdan heveslerinizden hiç büyümeyen öğrenmeye meraklı bir bebek gibisiniz. Bebekler için sıçtığı bokta bir oyuncaktır elinde ki bir arabada. Siz de böylesiniz. Sürekli bir oyuncak hevesi ve sahip olma arzusu yüzünden kiminiz birinin oyuncağı kiminiz de birini oyuncak etme gayreti içinde. Ne kadar tiksindirici verdiğim örnek. Ama ne yazık ki tam olarak öylesiniz. ''Hepiniz'' Siz aşıksınız. Siz neşe dolusunuz ve siz iyisiniz. Evet yaklaşık her gün dinlediğim hikayelerden özetinin alıntısı bu sadece. Ama bir kaç ay yıl sonra başka birine aşıksınız, başka birine neşe dolusunuz. Yada üzgünsünüz yada kırgınsızın yada öfkelisiniz. Siz ne lanet bir şeydir ki bu son derece acınası halde basitsiniz. Duygularınız, kişiliğiniz, zevkleriniz, seçimleriniz, sözleriniz o kadar değişken ki sizden tiksinmemek ne mümkün. En küçük espride gülen en küçük üzüntü de ağlayan polyanna masalında ki sahte işe yaramaz hayal kahramanlarısınız. Benim size zerre ihtiyacım yok. Kimseye yön vermeye kimseye doğruyu gösterme gibi bir görevim de yok. Bozup atmayı seviyorum sizi. O şaşkınlığı görmek bana son derece keyif veriyor bu bir itiraf değil yazdıklarımı okusaydınız kişiliğimi çoktan anlardınız. Bana gerçek insanlar lazım. Anlayabilmeniz için ve bana şuan katılmayan kim varsa zerre umurumda değil çünkü yukarıda verdiğim örneklersiniz siz. Eğer ki varsa düşünme yetiniz bir miktar da olsa haklı olduğumu anlayacaksınız. Ama kabullenmiyeceksiniz. Yaşamaya devam edin nede olsa bir kere geldiniz dünyaya dimi? Bir insan olarak gelip içi de dışı da boş birisi olarak gidin. Bu şekilde gidin ki yaptıklarınıza değsin. Kim olduğunuzu kabullenin.
1 yıldan uzun süredir yayın konum olan ''Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz? Sanırım bu blogda da sona yaklaştık. Ama artık sonun ne zaman geldiğini bilmiyorum. İnsanoğlunu anlamaya çalışıyorum her gün. Yıllar önce bir insanı anlamanın yolu onunla eşit şartlarda yaşamak olduğunu öğrendim ve bunu başardım. Lakin son konumuzda hiç onlarla aynı konumda olamadım. İnançsa konu, inançsızlık yalanı doğuruyor onlarda. Kısa bir özet geçmek daha anlaşılır yapar. ('') Yapacağım alanlar ''Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz?'' Anlamına gelir. '' - Küfürler ''- Neden inanmıyorsun?'' ''- Ölünce inanırsın. ''- Nerede yaşıyorsun adresini ver de inanmanı sağlayayım. (Verdim) Küfürlere söyleyebileceğim bazı benzetmeler vardır yayınlarda hep söylerim. O da; Muhammed gibisiniz. Tam tarife uyan bir davranış. Muhammed kendisinin peygamber olduğunu iddia eden kişi ve aynı şekilde onun ağzından duyulan sözler i...
Comments
Post a Comment