Skip to main content

Cilt 2

Öncelikle ben kimim? Bunu ne için yazıyorum onu anlatmam gerekiyor kısa bir şekilde. Benim ismim cenk insanlardan bazıları falcı bazıları yalancı olarak nitelendirebiliyor haklı oldukları için. Kuşkular şüpheler tabiki de özel hayatımda yaptığım yanlışlar ve doğrular bu düşüncelere sebebiyet veren başlıca nedenlerden ama ben kimim? Bir insanım. İlk önce bu noktayı anlamamız gerekiyor. Bir insanın gerçek potansiyeli tarihte emin olun hiç incelenmedi. Hep yaptıkları ve yapabilecekleri göz önünde bulunduruldu ama bir üst potansiyel evresine acı ama gerçek hayal denildi. Ben hayale inanmıyorum. Sadece bir düşünceden ibaret hayal dediğimiz düşünceler ve düşünceleri yapabiliriz.

Size kısa bir örnek vermem gerekiyor bu ve buna benzer yüzlerce hayal dediğiniz örneği sizde dilerseniz ekler, içinizden geçirir yada bana örnek olarak verebilirsiniz bu düşünülmeden gerçekleri aktaran bir yazı. Günümüzdeki saatte 300 km hızda giden bir motorun bundan 1000 yıl önce olması bir hayaldi yada bundan 1000 yıl önce 40 katlı bir evin inşa edilmesi belki akla bile gelmezdi. Ama günümüze bakınca geçmişin benzerlerini tekrar edip duruyoruz fakat hiç geçmişi araştırmıyoruz. Araştırsak da bulabileceğimiz bilgilerin doğruluğu elbette ki tartışılacağından bunu es geçmek yada bir kaç okul bitirip bundan maaş alan insanlara bırakmakta ısrarcıyız. Bu da bir başka örnek vermem gerekirse maaşı tatlı geldiği için doktor olan bir insanın, insanlara yardım etmenin bir yolu olduğu için doktor olan insanla aynı hastaya yapılan bir müdahale yada hassasiyet olarak tanımlamayı doğru buluyorum. Yada bir psikiyatristin günlük davranışları ile hastaya göstereceği verimi tartışmak da doğru olacağı kanaatindeyim ama bir şey daha eklemek istiyorum tüm bunlar bizim için aslında önemsiz . Kabullenmişliği üstümüzden biran önce atmamız gerek.  Dünya kendiliğinden değişmez.


Kendimize sormamız gereken çok soru var aslında. Ve gerçekten şuan bunları yazarken hangi konuya değinip hangi konuda görüşlerimi belirtmem gerektiğini inanın kavrayamıyorum. Benim bakış açıma göre o kadar değişebilir fakat değişmeyecek olarak gördüğümüz yanlışlar var ki aklım almıyor. Bazen kendimi de anlamak da güçlük çektiğim doğru o yüzden benim de bir itici güce ihtiyacım var tablonun bir diğer yüzü. Devam ediyorum.

Bir şey hayal etmenizi istiyorum sahip olduğunuz bir iş var ve o işe her gün dakik olarak gidiyorsunuz ne beş dakika geç nede beş dakika erken. Cadde de yürürken otobüs durağının önünde bir kalabalık gördünüz ve orada yerde yatan yaşlı bir adam kalp krizi geçiriyor kalp masajı yapan biri ve diğer kişiler de ambulansa haber veriyor. Sizde bir metre yakınındasınız. O an ne yapardınız? Sadece yaşadığım bir anı aktarmak istedim ve düşüncelerinizi almak. Benim şahsi fikrim orada beklemenin yardım etmeye çalışmanın bir insanlık görevi olarak algılanmasının yanlış olduğunu düşünmem. Bir kişi gerekli müdahaleyi yapıyor veyahut yaptığını düşünüyor çünkü ben bu konuda bilgi sahibi değilim bir diğer kişi ambulansı çağırıyor ve diğerleri de o an gelecek olan otobüsü bekliyor ve tabiki de izleyeciler. Ben değiştiremeyeceğim bir olayın içinde olmak istemem. Fakat suçluluk duygusu hissetmem normal mi? Çünkü o an dışarıdan bakılınca duygusuz bir insan görünümde yola devam eden biri rolündeyim bir dakika bile durmadan orada yatanın insan olduğunu sanki unutmuş bir varlık gibi. Bunu sizlere anlatıyorum çünkü olduğum kişiyi yalanlayamam.

Olayı değiştiriyorum. Gitmeniz gereken ve geç kalmak üzere olduğunuz hayatınızın fırsatı dediğiniz bir iş görüşmesine dakikalar kalmış. 50 metre ileride ki binaya giriş yapmak için hızlı hızlı giderken kulağınızda sağır edici bir patlama sesi. Arkanızda olduğu için siz yara almadan kurduldunuz fakat arkanızda kalanlar belki parçalara bölündü onlar için sizin olduğunuz kadar şanslı demek ne yazık ki mümkün değil fakat bu şans mı? Eminim ki kimse iş görüşmesine gitmeyi düşünmeyecek ve gitmeyecektir fakat kaçınız geriye dönüp yardım edebileceğim her hangi bir insan var mı? Arayışında olacak? Yada yardım çığlıkları atan insanları duyacak. Sayının fazla olduğunu düşünsem de artık ülkemizde yaşanan olayları ve dünya genelindekileri izlediğimde ne yazık ki bu sayı çok ama çok az. Fakat tepkilerimiz büyük. Sosyal medyada sokaklar da bir patlama sesi gelinceye kadar bunları aktarıp, yazıp çiziyoruz. Ama değiştirmeye çalıştığımızı ben şahsen göremiyorum.

Eğer bu yazacaklarım uygulanır da başarısız olursa tüm suçu üstüme yüklemeye hazırım. Ve anlattıklarımın doğru olduğuna gerekirse araştırılmasına da müsade ediyorum.


Şuana kadar teröre kurban verdiğimiz insanlar emin olun şuan yaşıyor olabilirlerdi. Boş yere ağlıyoruz boş yere üzülüyoruz iyi bir dünyaya inanıp kendi yaşam standartlarımızı yükseltme çabası içinde yitip gidiyoruz. Ben bir falcıyım konunun başında dediğim gibi. Fal bakmayı bir kitaptan öğrenmiş, internet üzerinden yorumlarla başlamış birisi değil. Doğduğum andan itibaren insanların inanıp inanmadığı paranormal olarak adlandırılan varlık ve olaylarla büyümüş biriyim. Bunların detaylarını umarım gün gelir de anlatırım fakat benim gibi insanlar olduğunu biliyorum. Bazıları ile karşılaştım karşılaşmaya da devam edicem fakat bir çoğunda anlayamadığım konu şu neden bunu bir hediye gibi kabul etmedikleri? Bazılarının hisleri o kadar kuvvetli ki kader çizgisinde yaşayacakları kötü bir olayın hissiyatını önceden hissedip engelleyebilecek güçteler ve bunu da yapıyorlar ama hep bir karamsarlık içerisinde kabullenmişlik değil. Bazılarımız öyle güçlü ki yolda yürürken aniden bir arkadaşı ile iletişime geçip evlerinde kahve içelim dedikten sonra o evde 6 saatlik fal bakımı yapıp evden bir muska çıkartıp kimin ne zaman verdiğinin bilgilerini harfiyen doğru söylemesi gibi. Yada bir başka değişle o evde yıllardır kötü olan bir aile düzen ve yaşamışlığının iyiye yönetlmesi..

Size bir itirafta bulunmak istiyorum kendime neden falcı sıfatını taktığımın itirafı. Anlatılanlar hikayelerdeki gibi bir falcı değilim. X kişi falına bakmamı istedi ve falına baktım ortaya çok iyi bir fal çıkmayabiliyor bunun bilincindeyim. Fakat o kişide kötü bir uygulama kötü bir hissiyat varsa yüzde yüzlük bir başarı sergileyebilirim. Bu düzeni anlamak ve içinde olmak için fal bakımlarına başladım çünkü benim yazılı bir rehberim yok bu olayda. Sadece hislerim ve gerçekleşenler. Bu geliştirilmeli. Gördüğüm iyi ve kötü rüyaların geçekleşmesini izlemekle yetinmediğim için  yakın çevreme anlattım. Bazılarında her ne kadar önemsenmese de şunu biliyorum ki yaşayacakları kötü bir muhtemel tabloyu engellemiş bulundum. Ben ailemden kalanı taşıyorum ve benim gibi çok insan var. Bunda aile şartı aransa da aranmasa da her birimizin yetisi farklı.

Merak ettiğim bir nokta var. Çevremiz de duyduğumuz hocalar bazıları müthiş seviyede işler yapmış bazı kişilere göre de tam bir fiyasko. Vergi levhalı medyumluk adı altında bu meslek oldu artık meslek demek durumundayım bayrağı elinde taşıyan insanlar. Ne yazık ki hepsinin doğrulundan şüphe ediyorum çünkü hiç bir varlık bir insanın potansiyelini yükseltmek için o insanla birlik olmaz. Yaradanın kanunu ya hepimiz için yada kimse içindir. Dünyada herkesin yaşama hakkı vardır ölüm olduğu gibi. Herkesin para kazanma hakkı da vardır kazanmama gibi. Güç sistemi de buna benziyor insanların güçlü olma seçenekleri vardır güçsüzlüğü seçmeleri gibi bu doğamızda olsa da önümüze çıkan seçenekler bizi bunlara iter. Seçeriz yada seçmeyiz bizim seçeneğimiz ama istediğimiz kişi olma hakkı bize verildi çünkü buradayız.

Ne istediğime gelirsek. Kendimizi geliştirmek ama biz tek başımıza kendi fikirlerimizle yetersisiz. Maddi imkansızlıklar, yaşadığımız kişisel sorunlar aslında ne kadar güçlü bir insan olduğumuzu bize gölgelettirmeye yetiyor. Birlik olmalıyız. Düşüncelerimizle yaptıklarımızla ve yapmak istediklerimizle. Büyü insanlara öğretilmeli. Bunlara yetisi olan insanlara ''içinde olan insanlara'' . Toplum tarafından inanılan o kadar yanlış var ki birileri çıkıp dinde günah yapma! Ve benzeri o kadar çok şey duyucaz ki cevap vermekten bir an olsun sakınmayalım. Baktığım fal da günah bir ailenin nasıl iyiye gittiğini gördüm. Hislerim bilimde akıl hastalığımın işareti fakat ben medyumum diyen insanın yalanını 7 kişilik bir evde ortaya çıkarttım. Kendi kuşkularımı yenmek için gördüğüm rüyayı gördüğüm an bir başka insana anlattım ve gerçek olduğuna birlikte inandık. Bu olaylar da akıl sağlığını yitip yitirmeme çizgisi sıfıra yakın. Bu yüzden ince elememiz gereken çok nokta var. Ve zor bir kulvar. Tarihte saklı o kadar kitap var ki şuan bunları anlatmanın ne kadar doğru olduğundan emin olamıyorum bu yüzden sizlere soruyorum devamını istiyor musunuz? Bana katılıyor musunuz? Bu noktada gerekecek maddi ihtiyaçlarım yanına gideceğim insanlar ve desteğiniz gerekiyor. Bazılarımız gelecekten kesitleri görebiliyor buna bizzat şahidim. Ama şuna da şahidim ki bir çoğumuz geçmişte yaşayıp yarını göremiyor.

Kendinize iyi bakın ve anlattıklarım yaşadıklarım, yaşadıklarımız.

Comments

Popular posts from this blog

Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz?

1 yıldan uzun süredir yayın konum olan ''Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz? Sanırım bu blogda da sona yaklaştık. Ama artık sonun ne zaman geldiğini bilmiyorum. İnsanoğlunu anlamaya çalışıyorum her gün. Yıllar önce bir insanı anlamanın yolu onunla eşit şartlarda yaşamak olduğunu öğrendim ve bunu başardım. Lakin son konumuzda hiç onlarla aynı konumda olamadım. İnançsa konu, inançsızlık yalanı doğuruyor onlarda. Kısa bir özet geçmek daha anlaşılır yapar. ('') Yapacağım alanlar ''Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz?'' Anlamına gelir. '' - Küfürler ''- Neden inanmıyorsun?'' ''- Ölünce inanırsın. ''- Nerede yaşıyorsun adresini ver de inanmanı sağlayayım. (Verdim) Küfürlere söyleyebileceğim bazı benzetmeler vardır yayınlarda hep söylerim. O da; Muhammed gibisiniz. Tam tarife uyan bir davranış. Muhammed kendisinin peygamber olduğunu iddia eden kişi ve aynı şekilde onun ağzından duyulan sözler i...

İnsanları Kandırmak

İnsanları Kandırmak Aslında başlığı sevmediğim bir yazı olacak bu fakat yazılmalı. Hepimiz hayatta kandırılmış birer bireyiz. Aynı zamanda kandırmış. Bize inanan insanları bazen üzmüş bazen inandıklarımızın üzüntüleri ile üzülen tarafta biz olmuşuz fakat kandırılmak nedir? İnanmaktır. İnanmadığınız herhangi bir konuda her ihtimal mevcuttur, yaşanabilir. Yani x bir kişi x bir kişiye x bir konuda güvendiği taktirde ve bu güven boşa çıkması durumunda x kişi x kişiyi kandırmış mı oluyor? Evet. Hayır konuyu başa alalım. Ben cereni çok seviyorum(ceren kimse) ve bu çok sevdiğim ceren beni şeftali ile aldattı. Bildiğimiz şeftali ve bunu bana anlattı fakat bir mesaj ile itiraf şeklinde şeftalinin ismi yerine niyazi olarak. Ben cerene son derece kanmış vaziyetteydim. Ceren bana gerçeği söylemeseydi bir şeftali uğruna ilişkiyi bitirme yoluna hızla gidebilirdim. Mesajda ki amaç, inanç, vb ne varsa sorgulamadan. Fakat ben cerene inansaydım(güven) buna kanmayan durumda olacaktım. Biraz ...

02.07.2017

İçimde ki feci sıkılmışlığı bir kenara bırakınca sadece sessizliğe odaklanıyorum. Bir insan sessiz kalabilir bir insan sessizliği yaratabilir ve bir insan sessizlik isterken onlarca kişinin konuşması arasında sadece kendine odaklanmayı deneyebilir ben o insanım. Hata payı olan kusurlu bir tür olarak buradayız evet bunun farkındayım bir çoğumuz kusuru artık reyondaki bir ucuz eşya gibi düşünüp almayı neden sevdiğini de anlıyorum. Bir noktayı çözmek diğer noktaların bir bir çözülmesi demek ama o bir nokta... Kalın. Tarihin kalıntıları medeniyetlerin halen daha yaşayan o güçlü duvarların, anıların kalınlığından daha kalın. Güç olan güce sahip olmak denildi ve bunu şu dakikada ben söyledim bundan binlerce yıl sonra söylenecek olup olmaması hiç önemsediğim bir konu değil tıpkı tarihteki diğer insanlar gibi. Kendimi farklı bir insan modeli olarak hayal etmiyorum ama yaşantım buna müsait. Derken kendi dünyamda kendi insanlarımla geleceği resmedip içinde ölümü hak eden o kadar kusurlu robot va...