Skip to main content

Ara vermek

İnsan ara vermeyi bilmeli. Bazen kendisiyle alakalı sorunlarına, bazen çevresiyle alakalı tüm olumsuzluklara. İnsan ara vermeyi bilmeli ki kaybettiği o gücünü ve inancını tekrardan toplayıp artık daha iyiyim diyebilmeli. Güzel insan.. Karanlık bir odanın ışık geçirmeyen kapısını görünce kaçan olmamalı insan o kapıları açmayı denemeli. Bazen umut umutsuzlukta yatar. Kaldırmalı o umudun halsiz bedenini ve ilk önce kendini tabi zor gelir bu insana. Eline geleni, isteğine hızlı hızlı geçmeyi ve bazen ulaşılamaza ulaşıp test eder ya insan artık bu denklemi çözmeye başladık, tadı kaçtı. İşin en kötü yanı ya buna kabulleneceksin yada gerçek olanın peşinden gideceksin. İkiside birbirinden beter. Bir filmde duyduğum bir cümleyi aktarıcam sizlere ‘’öğrenmeye başladım, öğrenmeyi öğrendikten sonra.. ‘’ Siz de öğrenin ki üzülmeyin. Üzülmeyin ki üzmeyin. Duygularımı saklamayı öğrendiğimi düşünürken duygularımı kaybetmişim. İnsan acısını ve sevincini aslında içinde yaşar ya ben o süreyi en aza indirmişim ama yüzümden hiç eksilmez. Öğrenemediğim ender konulardan birisi de budur benim. Her şeye rağmen umutlu olmak. Umudumu kaybedeli çok oldu ve her kazanmayı denediğimde ben mağlup oldum. İnanın ki sorun değil. Gelecek bir sonraki dakikadan ibarettir ve inanın bir sonraki dakikada olacakları tahmin etmek hiç zor değil. Asıl ruhani kimliğimi bir kenara bırakacak olursam ben bir hiçim. Kendimi diğer insanlarla kıyaslarsam onlarda bu kimlik olmadan da hiçler ve ben bundan sıkılıyorum, bunalıyorum her gün biraz daha nefret ediyorum olduğum kişiden. Bir çok bilgiyi çöp etmek denir buna ama neden? Belki böylesi daha kolay belki de fazlasına ihtiyaç yok. Olsa da yok olmasa da yok. Zaman ilerlerken o zamanı değiştirmeye bazen bu insanın hali yok. Dedim ya ara vermeyi bilmeli insan ben bunu hiç öğrenemedim. Her aranın sonu bir yıkımdır ve bu bina çok zarar gördü. Bazen nasıl olduğumu sorduklarında yada ne düşündüğümü aklımdan geçen hep şu olur ne söylersem söyleyeyim hiç kimse asıl sorunu bilemeyecek. Ben bir dakikalık hayata sahip olan insan değilim yada bir dakikalık geçmişi olan. Karakterim güçlü değil sadece duvarlarım büyük.  Küçük olan herkesin adına.. Şimdilik bu kadarı kafi gelecekte görüşmek üzere.

Comments

Popular posts from this blog

Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz?

1 yıldan uzun süredir yayın konum olan ''Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz? Sanırım bu blogda da sona yaklaştık. Ama artık sonun ne zaman geldiğini bilmiyorum. İnsanoğlunu anlamaya çalışıyorum her gün. Yıllar önce bir insanı anlamanın yolu onunla eşit şartlarda yaşamak olduğunu öğrendim ve bunu başardım. Lakin son konumuzda hiç onlarla aynı konumda olamadım. İnançsa konu, inançsızlık yalanı doğuruyor onlarda. Kısa bir özet geçmek daha anlaşılır yapar. ('') Yapacağım alanlar ''Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz?'' Anlamına gelir. '' - Küfürler ''- Neden inanmıyorsun?'' ''- Ölünce inanırsın. ''- Nerede yaşıyorsun adresini ver de inanmanı sağlayayım. (Verdim) Küfürlere söyleyebileceğim bazı benzetmeler vardır yayınlarda hep söylerim. O da; Muhammed gibisiniz. Tam tarife uyan bir davranış. Muhammed kendisinin peygamber olduğunu iddia eden kişi ve aynı şekilde onun ağzından duyulan sözler i...

Bir falcının günlüğü 3 Falın Sonu

                            Gerçek detaylarda saklıdır ve o siz detaylara bakmayanlar dansınız.  3 yıllık fal yaşantımın sonucunda aklımda kalan tek güzel sözüm bu. Fala başlamadan önce bende sizler gibiydim. Yaşta bir erken sayılabilir lakin yaşantımı bu derece sorgulamazdım. Gün geldiğinde fincan elime yapışmıştı. Her söylediğim doğru, her sözüm gerçekleşiyordu. Biraz aileden bana aktarılan bir yetiydi fakat kendimde olanlarla birleşince olağanüstü bir sonuçtu. Bu işi yaptığını söyleyenlerle kıyas edince kendimi ve edilince müthişti. Doğumu, ölümü, büyüyü, evliliği, ayrılığı, rüyaları, korkuları, sevinçleri ve hüzünleri ve muskaların yerini 3 yılın ilk yılında söyledim. Sonraki yıl ve bu yıl faldan para almaya başladığım zamanlardı. Tüm samimiyetimle söylüyorum; Sizin için ne kadar emek verirse bir insan onu o kadar kullanmaya çalışır ve alışırsınız. Herhangi birinize yaptığım iyilik için hayatınızda...

Krallığı ayakta da tutan kadın, yıkan yine kadındır

Müthiş bir başlık ve durum tespiti ile ne yazık ki kötümser yaklaşacağım sizlere değerli kızlar. Henüz bir çoğunuz kadın olma aşamasında olduğunuz için yerden yere vurucam tabi bunu idrak eden beni anlar. Selamun aleykum kızlar. Muhtemelen itici olmuştur bu yüzden genç erkeklerin %99 u size bu şekilde yaklaşmaz. Yaklaşan da esprili bir şekilde söyler :) Neyse ki ben müslüman olmadığım için bunu kendi adıma önemsemiyorum, ama siz dürüstlük ararken bir erkeğin birinci adımında nedense hep aradığınız doğruluğu, yalanlarına tercih ediyor veyahut göremiyorsunuz. Hoşunuza da gidiyor olabilir tabi inanç sahibiyim diyen aptalların size karşı savaş atlarını dikip modernlik adı altında köleliğe giden sevgili yolunda her birinizi izleyip dinliyorum. Vazçgeçtiğiniz inançlar, gururlar bir yana değiyor mu vazgeçtikleriniz kısa süreli sahip olduklarınıza? Bunu da hep merak etmişimdir. Ben dürüst bir erkek istiyorum! Diyen fahişe ben buraya sikişmek için geldim diyeni arıyor. Bunu utanarak söyle...