Skip to main content

FALIN BAŞLANGICI VE SONU (BÖLÜM 1)

FALIN BAŞLANGICI VE SONU
Merhaba insanlık. Bu yazının sizlere ne kazandıracağını inanın biliyorum fakat yazma sebebim niye kazandırmadıkları.
Biliyorsunuz uzun süredir fal bakıyordum. İnstagramdan, twitterdan, birebirde gittiğim bir ton şehirde. Bir çok insana fal baktım sayıları binler olabilir başlarda keyif aldığım günler de oldu yukarıya bakıp sövdüğüm zamanlarda. Ama konumuz şuan bunlar da değil. Öncelikle neden fal bakmaya başladım?
Çok detaylı bir soru oldu bu anlatmam günleri ayları alabilir ama yorgun biriyim en kısa halini anlatmayı düşünüyorum. Yaşadığınız hayat son derece makul, sıradan buna alınmayın. Kötü günler, kötü aileler veyahut arkadaşlıklar hepsi makul ve sıradan. Bu bir döngü. Yaratıcının onay verdiği bir döngü. Fala başlama sebeplerimden birisi bu olmuştu. En büyük sebep ise fal ile muskalar çıkartıp okuduğum günlerdi. Muhtemelen bundan 3 yıl önceydi. Müthiştim. Yolda bir dakika sonra olacağı da söylüyordum yarın olacağı da ama bilinç altım o kadar doluydu ki çok uzun bir süre onları içimde tutmayı başarabildim. Bir süre sonra da başarısızlığa uğradım denilebilir.
Faldan keyif aldığım zamanlarsa biraz empati gerektiriyor şuandan sonraki yazılacaklar. Bir gençlik döneminde bazı darbeler aldım gerek ailemden gerekse sevgililerimden gerekse arkadaşlık çevremden fakat o zamanlar falcı değilim. Şuan ki yontulmuş cenk o zamanlar yok. Gününü çok iyi geçirir her şeye rağmen, sorunları göz ardı eder ki azimli bir insandır. Başarıya ulaşabilir, insanların yapamazsın dediğini yapabilir ve insanlar tarafından sevildiği söylenir. Eskiden çevremde çok insan vardı her şeye rağmen. Bu yüzden eskilerin üstüne ağlayan birkaç görevli diktim görevlerini benim verdiğim ağlasınlar dursunlar.
Normal günlerimi geçirirken bir çok planın içine dahil oldum. Bunların arasında oyunculuk, girişimci bir ruh, maddiyata ulaşabilen bir insan, bir çok şehre gidip oraya yerleşebilen, yaşayan bazen zorlukları bazen güzellikleri içeren fakirliği ve zenginliği de gayet yeterli seviyede tadan. Bir çoğunun hayalindeki noktaya ben 17 yaşlarımda ulaştım. O zamanlarda yazdığım bir kitap son derece mükemmel işleyişe sahipti ciddi zamanımı da harcıyordum istiklal sokaklarında, barlarda yazdığım bir kitaptı kendileri. Bir gün de sildim. Henüz erken dedim daha yapacağım farklı işler var. Ona devam etmiş olduğumu varsaydım şuanki ben hiç olmayacaktı.  Derken yaşadığım hayat beni yormaya başlamıştı. Yine 17 yaşlarında. Bir çok insanı tanımak sürekli o insanların değişip yerine bir yenisinin gelmesi farklı isimler yerler, onlar hakkında ki bilgiler beynim çok yoruldu. Ve tanıdığım insanları unutmaya başladım. Bundan son derece keyif alıyordum çünkü unutmam gereken de çok olay vardı. Ama beyin unutmaz.
Artık yorulmuş bir kişilik sahip olmadığı herhangi bir konuda sahiplik hissini uyandıramaz. Peşinden gitmez. Yaşamayı sevdiğimi söyleyemem ama geçmişim yaşamamı uzun bir süre söylemişti. Ve elimde neler kaldığını merak ettim yada neye sahip olduğumu. Asıl konulara geliyoruz kemerleri takın.
Yaş bir olgunluk işaretidir. Bazense bir yaşa binler sığdırılabilir bu yaratıcının müdahalesidir. Ben buna maruz kaldığıma inanıyorum. Aileniz bir cin kavmine eş değer güç içerisinde yaşamışlarsa ve siz onlardan doğan tek bebekseniz bu dünyada tanrıyı oynayabilecek güce sahip olursunuz. Bu yüzden tanrıyla aram çok bozuldu. Ben diğerlerinin yapmadığını yaptığım için de benden hiçbir zaman vazgeçmedi. Ben ondan çok vazgeçsem de. Sizle benim aramda çok fark var. Kendimi sizden üstün birisi olarak da görüyorum. Sizin bilmediklerinizi bildiğim için de değil ben anlatmadığım sürece hiçbiriniz bilemeyeceği için. Fal da birçok kez anlattım. Ölümler, tarihler yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler. Hiç dinlenmedim. Ölüm geldiğinde ölecek olanı götürdü, hayatından çıkacak olan dediğim günü geldiğinde çıktı. Kimse hiçbir şeyi değiştiremedi. Yaklaşık 1 yıldır da fal bakmaktan sıkılmaya başladığım söylenebilir. Ama beni asıl sıkan konular yine siz olduğunuz. Yaratıcının kader çizgisi değil şeytanın kendisi değil yine siz oldunuz. Hep bir beklenti. O müthiş beyinlerin iğrenç halleri. 70 yılı bir hiç gibi yaşama ihtimalini arttırma girişimleri. Gerçekliliği sorgularken eline bir liste alıp gerçek olmayan ne varsa peşinden gitmeye meyilli siz. Falın ne olduğunu bilmeden falı sorgulayanlardan tutun ben müslümanım! Diyip son derece dini görünümlü insanın fal için neler vermek istediğine kadar kusura bakmayın ama iğrençsiniz. Kendinize ve çevrenize anlatmadığınız özelim dediğinizi bana o kadar çok anlattınız ki özel olan ne kaldığını sizde sorgulamaya başladım ve tek bir şey bulamadım. Bu yüzden nasıl yaşadığınızdan ziyade nasıl yaşatmanız gerektiğini aktarıp durdum ama bir işe yarayacağını yine düşünmüyorum. Falcılığı ayaklar altına alan insanlık binlerce yıldır buralarda. Bir çok falcı medeniyetleri yönetip doğal görünen doğal olmayan ölümlere sebebiyet verirken bile siz fal kuranı yasakladı inanamayın! Derken kuranın falı inkar ettiğini ne peygamber ne yaratıcı söyledi. En büyük küfürü ben sizde gördüm her gece tanrıya sövdüğüm günleri bile dahil etmem gerekirse.
Geleceği Allahtan başkası göremez! Derken siz ben geleceği yazdım, söyledim, günü geldi gösterdim. Siz Allah bizi koruyor derken ben yayınlar açıp yaratıcının varlığını sorguladım ona en çok inanan olarak. O her yerde! Dediğiniz de karşınızda yaratılmış kim var bunu bile düşünmezken siz bana ettiğiniz küfürler için ben yerinizi hazırlattım. Kusura bakmayın insanlık benim yerime bir çekici kız olsaydı salyalarınız akıp peşinden gideceğiniz için ben size ikinci bir şansı vermekten hep kaçındım. Ama pes etmedim.
En büyük sınavım varolmuş 8 milyara karşı. Siz kendinizden ve hayatınızdaki insanlardan sorumlusunuz ki din tüm insanlıktan sorumlu olduğunuzu söyler herhangi bir sünnet düğün camilerde ki hocalar da Müslüman insanlardan, konu diğer dinlerde de aynı fakat ben hepinizden sorumluyum. Ve sizi hiç sevmiyorum.
Zamanında yaratılmış özel ruhlara ne yaptıysanız bana da aynısını yaptınız fakat ben sıradan bir insan hiç olmadım. Benim peygamberlerden de bir farkım vardı ben cin padişahıyla evli bir anne bir hocadan geçme yüzlerce cini olan ve cinlerden bir ordusu bulunan insandım. Peygamberi gören tanrıyla konuşan ve bunları size söylemekten hiç çekinmeyen bir insanım.


Yinede sizi sevmeyen bir insan. Bunu hak ettiğinizi düşünmüyorum. Sevgiyi bulduğunuzda onu sömürürsünüz yıllara sürecek olan sevgi günlere düşer bazen saatlere, her bir bedene karşı cinsellik isteğiniz uyanmaya başlar ve imkanınız varsa kısa süreli bir sevgi bağınız oluşur ve hayatından çıkıp gidersiniz. Ve o karşınızdaki bir insanla tanışır ama geçmişi geçmişiniz olduğunu öğrenen bir insan bunu kabul etmez. Bazen ilişkiyi devam ettirmez bazen öldürür bazen döver bazen de bir başkasına yönlendirir. Konu bir cinsel dürtünün neler yapabileceği ki siz bundan da sorumlusunuz. Ama önemsemezsiniz. Allah sizi biliyor siz de onu biliyorsunuz affetmeyi bilir. Bilir de affetmeyi hak edeni de ondan iyi bilen yoktur. İnsanları neden sevmediğimi sorduklarında düşündüğümle söylediğim bir olmuyor ama düşündüğüm bana yaptıklarınız yüzünden değil bu şekilde yaşamayı tercih etmenizden. Dedim ya ona en büyük küfrü eden sizlersiniz gerçekten de öyle. Dünyaya ve paraya o kadar çok bağladınız ki artık hiçbir şeyin önemi olduğunu düşünmüyorum yaratıcı için bile. Defalarca dünyayı sonlandırıp başından alan her şeyin tekrarlanmasından inanın sıkıldı. Sizi çok da sevdiğini söyleyemem. Bu yüzden bir arındırılma yolda fakat tarihi hep değişiyor. O günü önceden söylememi istemeyin yazarsam olacaktır. Yazmazsam henüz belirlenmedi. Fal böyle bir şeydir. Siz bir bilgi istersiniz ve bir kapı açılır. Açılmasını istemediğim kapılar hep olmuştur. Kapalı tutmaya çalıştığım kapıların da olduğu gibi. Özetle fal bakmayı bırakıyorum çünkü falı bile hak etmiyorsunuz. Diğerlerinin falcılık adı altında yaptıklarına hiç girmedim onlar için özel yerler var bazıları dünyada bazıları cehennem denilen yerde. Şunu unutmayın ki aptal olduğunuz sürece sizde oraya gideceksiniz bu yüzden hiç karşınızdakini suçlamayın. Bazen kapıları kapatın. Bazen de açın. Yararlı bir insan olun ve insanlığı yeniden inşa ederken bana yardım edin. Görüşürüz.

Comments

Popular posts from this blog

Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz?

1 yıldan uzun süredir yayın konum olan ''Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz? Sanırım bu blogda da sona yaklaştık. Ama artık sonun ne zaman geldiğini bilmiyorum. İnsanoğlunu anlamaya çalışıyorum her gün. Yıllar önce bir insanı anlamanın yolu onunla eşit şartlarda yaşamak olduğunu öğrendim ve bunu başardım. Lakin son konumuzda hiç onlarla aynı konumda olamadım. İnançsa konu, inançsızlık yalanı doğuruyor onlarda. Kısa bir özet geçmek daha anlaşılır yapar. ('') Yapacağım alanlar ''Ben allaha inanmıyorum siz inanıyor musunuz?'' Anlamına gelir. '' - Küfürler ''- Neden inanmıyorsun?'' ''- Ölünce inanırsın. ''- Nerede yaşıyorsun adresini ver de inanmanı sağlayayım. (Verdim) Küfürlere söyleyebileceğim bazı benzetmeler vardır yayınlarda hep söylerim. O da; Muhammed gibisiniz. Tam tarife uyan bir davranış. Muhammed kendisinin peygamber olduğunu iddia eden kişi ve aynı şekilde onun ağzından duyulan sözler i...

İnsanları Kandırmak

İnsanları Kandırmak Aslında başlığı sevmediğim bir yazı olacak bu fakat yazılmalı. Hepimiz hayatta kandırılmış birer bireyiz. Aynı zamanda kandırmış. Bize inanan insanları bazen üzmüş bazen inandıklarımızın üzüntüleri ile üzülen tarafta biz olmuşuz fakat kandırılmak nedir? İnanmaktır. İnanmadığınız herhangi bir konuda her ihtimal mevcuttur, yaşanabilir. Yani x bir kişi x bir kişiye x bir konuda güvendiği taktirde ve bu güven boşa çıkması durumunda x kişi x kişiyi kandırmış mı oluyor? Evet. Hayır konuyu başa alalım. Ben cereni çok seviyorum(ceren kimse) ve bu çok sevdiğim ceren beni şeftali ile aldattı. Bildiğimiz şeftali ve bunu bana anlattı fakat bir mesaj ile itiraf şeklinde şeftalinin ismi yerine niyazi olarak. Ben cerene son derece kanmış vaziyetteydim. Ceren bana gerçeği söylemeseydi bir şeftali uğruna ilişkiyi bitirme yoluna hızla gidebilirdim. Mesajda ki amaç, inanç, vb ne varsa sorgulamadan. Fakat ben cerene inansaydım(güven) buna kanmayan durumda olacaktım. Biraz ...

02.07.2017

İçimde ki feci sıkılmışlığı bir kenara bırakınca sadece sessizliğe odaklanıyorum. Bir insan sessiz kalabilir bir insan sessizliği yaratabilir ve bir insan sessizlik isterken onlarca kişinin konuşması arasında sadece kendine odaklanmayı deneyebilir ben o insanım. Hata payı olan kusurlu bir tür olarak buradayız evet bunun farkındayım bir çoğumuz kusuru artık reyondaki bir ucuz eşya gibi düşünüp almayı neden sevdiğini de anlıyorum. Bir noktayı çözmek diğer noktaların bir bir çözülmesi demek ama o bir nokta... Kalın. Tarihin kalıntıları medeniyetlerin halen daha yaşayan o güçlü duvarların, anıların kalınlığından daha kalın. Güç olan güce sahip olmak denildi ve bunu şu dakikada ben söyledim bundan binlerce yıl sonra söylenecek olup olmaması hiç önemsediğim bir konu değil tıpkı tarihteki diğer insanlar gibi. Kendimi farklı bir insan modeli olarak hayal etmiyorum ama yaşantım buna müsait. Derken kendi dünyamda kendi insanlarımla geleceği resmedip içinde ölümü hak eden o kadar kusurlu robot va...